Sohbet Girişi
Kategoriler
Şahruh’un oğlu, Timurlenk’in torunu olan Uluğ Bey, sarayda özel bir öğrenim gördü. Henüz Türkistan ve Maveraünnehir hükümdarı olmadan büyük bir bilgin olarak ün yaptı. matematikçi, astronom, tarihçi ve şair idi. Hükümdar olduktan sonra matematikçi Mesud el-Kaşi, astronom Bursalı Kadızade Rumi, Ali İbni Muhammed (Ali Kuşçu) gibi bilginleri sarayına topladı, Semerkant rasathanesini büyüttü ve yeni aletlerle donattı.
Uluğ Bey eski bilginlerin gök gözlemleri ile ilgili eserlerini asıllarından okuyarak inceledi. Bunların yanlışlarını düzeltti ve sonra yıldızların, Güneşin Ay’ın hareketlerini gösteren bir tablo düzenledi. Ay ve Güneşin safhalarını (evrelerini) tam olarak belirledi. Uluğ Bey Zaiçesi olarak anılan bu eser, kendisinden sonra gelenler için başlıca kaynak olarak kullanıldı. Batılılar biraz gecikerek ancak 17. yüzyılda tanımayı başardılar ve çok yararlandılar. Avrupa üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulan bu eser, batılı astronomlar için rehber oldu. Eserlerin tercümesi önce İngiltere de basıldı ve çok mükemmel olduğu görülerek bütün Avrupa dillerine çeviri yapıldı. Uluğ Bey’in tespitleri, kendisinden önceki Türk biginleri Nasireddin Tüsi be Birüni‘nin eserleri gibi batı dillerine çeviri yapıldıktan sonra. Batılı astronomlar Kliseye karşı mücadeleyi hızlandırdılar. Uluğ Bey zamanında da yeni astronomi aletleri yapılmış, eski aletler geliştirilmişti. 9. ve 10. yüzyılda bir usturlabla ancak 43 iş görülürken, Uluğ Bey zamanında geliştirilen usturlablar binden fazla iş görüyordu Uluğ Bey’in usturlabının çapı 40 metreydi 1394 yılında Semerkant’ta doğan Uluğ Bey ne yazık ki 1450 yılında bir suikast sonucu öldürüldü.Uluğ Bey’den ve onun öğrencisi Ali Kuşçu’dan sonra astronomide, Türk ve İslam dünyasında bir gerileme başladı.
Yazar: kaRnaK
Görüntüleme: 326 defa
Kategori: Biyografiler, Genel
Yayınlanma Tarihi: 01 Ocak 2014
Kategoriler