KIZ KULESİ SOHBETLERİ

Kız Kulesini görmeyen belki çoktur ama sanırım duymayan pek yoktur. Bazı kaynaklara göre tarihinin M.Ö. 341 yılına kadar indiği görülmektedir.

Kız Kulesi İstanbul Üsküdar’da Salacak sahillerinin 150-200 metre kadar açıklarında yer alır.

Bu kadar eski bir tarihi yapı olur da ona dair efsaneler ona dair yakıştırmalar, sohbetler, muhabbetler olmaz mı? Olur elbette ve hem de bol olur.

Biz bu efsanelerin hepsine burada yer verme imkanı bulamayacağımız için belli başlı birkaçından söz edeceğiz sadece. Ve tabii ki Kız Kulesi ile ilgili kısa bir bilgi de ilave edeceğiz. Naçizane tavsiyemiz şudur ki, İstanbul’da iseniz veya yolunuz İstanbul’a düşerse bu tarihi kuleyi mutlaka görün. Bir akşam üstü güneş batımında yakalarsanız şayet kuleyi, çok daha muhteşem bir görüntüye tanıklık edeceğinizi size garanti ederiz.

Gelelim Kız Kulesi ile ilgili en meşhur söylencelerden kısa bir demet sunmaya:

Eski zamanlarda Damalis ve Leandros olarak da adlandırılmıştır. Damalis ismi, zamanın Atina Kralının karısının adıdır. Damalis öldüğünde bu sahillere gömülür ve kule bu isimle anılır.

Başka bir efsaneye göre, Leandros adlı bir genç Afrodit’e bağlı Hero adlı bir rahibeye aşık olur. Ama aşk Hero’ya yasaktır. Hero Kız Kulesi’nde yaşar. Leandros, her gece onu görmek için yüzerek Kule’ye gelir. Hero da onun Kule’yi bulması için ateş yakar. Her gece bu şekilde buluşurlar. Fırtınalı bir gecede Hero’nun yaktığı ateş söner. Ve Leandros Boğaz’ın serin sularında yolunu kaybeder ve ölür. Bunu duyan Hero acıya dayanamayıp intihar eder.

İstanbul’un fethinden sonra adadaki mevcut kule yıktırılıp yerine ahşap bir kule inşa edilir. 1719’da bu ahşap kule çıkan yangınla kül olur. 1725 yılında şehrin Başmimarı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından kâgir olarak yeniden inşa edilir. Kule üst kısmı değiştirilerek üst tarafa camlı bir köşk ve onun üzerine de kurşunla kaplı bir kubbe eklenir. Ünlü hattat Rakim Efendi kule kapısının üzerindeki mermere Sultan II. Mahmut’un tuğrasını taşıyan bir kitabe yerleştirir. 1857’de Kule’ye tekrar fener ilave edilir ve 1920 yılında fenerin lambası otomatik ışık sistemine kavuşur.

Kız kulesi tarihin akışı içinde; ticari gemilerden vergi toplama, savunma, fener, 1830’daki kolera salgınında karantina hastanesi ve radyo istasyonu olarak birçok farklı amaç için kullanılmıştır. Cumhuriyet’ten sonra bir süre deniz feneri olarak da kullanılan kule, 1964 Savunma Bakanlığı’na, 1982 Denizcilik İşletmeleri’ne devredilir. Günümüzde özel bir şirket tarafından restore edildikten sonra, restoran olarak kamuya açılmıştır.

Yazar: xiphias

Görüntüleme: 227 defa

Kategori: Genel, Genel Kültür

Yayınlanma Tarihi: 17 Haziran 2013

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.