İyilikten maraz doğar

Bu başlıktaki ata sözü çok doğru bir sözdür, atalarımız boşuna söylememiş. Yaşanmış, gerçek bir hikayeyi sizlere anlatacağım. Sadece ismi değiştireceğim.

Yıllar önceydi, esnaflık yapıyordum. İşim gereği 10 kişi kadar yanımda istihdam yaratıyordum. Kanunlara da harfiyen uymaya çalışan bir vergi mükellefi idim. İşlerimde gayet iyi gidiyordu o yıllarda. İşyerimde çalışanlarla gayet iyi geçindiğimi düşünen hayata toz pembe bakan birisiydim. İşim gereği günlük olmasa da saatlerce işyerimden uzaklaşıyor, iş peşinde koşuyor, koşuşturuyordum. O sıralar da imalathanede hammade stoklarım da eksilmeler oluyor fakat işlerin çok yoğun olması nedeniyle, acaba  şu işemi kullandık ya da başka bir işemi diye fikir yürütüyordum. Hammadde kalemleri çok, renk seçenekleri çok öyle bir imalat işiydi bu. Yine o sıralar iş yerimde kullandığım bir araç vardı. Ruhsatın içinde her an lazım olabilir diye bir adet kredi kartı bulunuyor, iş için bir şey lazım oldumu ” kartı al B firmasına git al” diyerek bu sözde güvenilir elamanımı gönderiyordum. Her neyse, günlerden bir gün ruhsatta kayıp, ehliyette, kredi kartı da. Haydi bir yerde unuttuk, ya da çalındı falan diye düşündüm. Aradan biraz zaman geçti, bir gün alış veriş yaptığım malzeme satıcısı arkadaşımın birisi yolda beni gördü, hal hatır sonrası ” ya senin elemanın birisi haftada en az bir kez bizden alınan bir malı getiriyor, parasını istiyor, sen böyle şey yapmazdın” dedi. Şok olmama rağmen, belli etmedim bir şeyler söyleyip geçiştirdim. Ama o elemanı takip etmeye başladım. Kısa süre sonra işyerimden çaldığı malzemelerle beraber yakaladım. Cürmü reşit, yanımda da yine aynı işyerinde çalışan arkadaşları da vardı.

Aynen şöyle dedim. ” xxxxx bak karakol şurda bu şahitlerle seni şikayet etsem gençsin siciline hırsızlık suçu işlenir. Git bir daha yüzüm görmesin seni”. Şimdi aklımca ben bir nevi iyilik yaptım sanıyorum. Evet, bu arkadaş işe gelmedi. Tam 16. gün bir baktım karşımda, annesi, babası ve kendisi. Hayret ederek hoş geldiniz falan dedim ama, ne olacağını da bilmiyorum. Gayet pişkin şekilde xxxx bana şöyle dedi ” abi benim tazminatımı ne zaman verecen, ben kanunları biliyorum. Bana 15 gün içinde noterden protesto çekmedin, ver benim paramı”. Şok oldum,   babası ve annesi de sırıtarak biz kanunları biliyoruz ver çoçuğumuzun parasını. Çocuk ta o sıra 28 yaşlarında falan. Ya arkadaş böyle böyle oldu, ben şikayetçi olsam çocuğunuz hırsızlık damgası yiyecekti, nasıl böyle bir şey yaparsınız. Yok ikide bir ssk (şimdi sgg) ya şikayet ederiz, mahkemeye veririz. Dedim yarına kadar bana müsade edin. Gittiler, muhasebeciye sordum, niye şikayetçi olmadın, avukata sordum; mahkemeyi kaybederiz. Kısacası, lanet olsun deyip tazminat hakkını da verdim. Yani o zamanki değer de 750 bin lira tazminat verdimse, abartmıyorum benden çaldıkları sadece yakaladığım hammadde tutarı  2 bin lira civarıydı.

Yazar: HAKANIM

Görüntüleme: 166 defa

Kategori: Genel

Yayınlanma Tarihi: 11 Şubat 2014

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.