Hele muz kabuğu

 

Muz sohbeti

Muz sohbeti

Abarttıkça abartıyoruz. Şifalı bitkiler son yılların en çok konuşulan konusu oldu, konuşmayla kalmadı uygulama olarak da yapılıyor. Geçen gün böyle bir sohbet ortamında konuşuyorlar; maydonosu haşlat iç, kerevizi şöyle yaparsan buna iyi gelir vesaire vesaire konuşuluyor. İçlerinden birisi dut yaprağından bahsetmeye başladı, her derde deva saymakla bitmiyor. Duramadım sohbete karıştım ve “hele muzun yaprağı” dedim. Yaklaşık 7 kişiyiz hepsi birden bana bakıyor 14 göz yani. Dedim muzun kabuğunu akşamdan suya ıslayın, ertesi gün içine bir çay kaşığı limon tuzu atıp karıştırın. Eeeeeee nidaları arasında, dedim ölümün çaresi bu işte. Tabi sohbet koyu, şakalar falan derken dağıldık.

O sohbet sırasında edindiğim izlenim şu; çare bitkilerde ve insanlarımız buna o kadar inanmış ki, maydonoz kürü içen, lahana yaprağı yiyen saymakla bitmez. Evet, elbette şifalı bitkiler var, faydasını görenler de çok. Ama bu kadar abartmanın da bence bir manası yok. Tıp var bilim var ve ilaçlar var. Denize düşen yılana sarılırmış misali tıp dan çare bulamayanlar hemen şifalı bitkilere yöneliyor. İyi, tamam güzel de hiç olmazsa şifalı bitkiler için de uzman olan insanlardan yardım alın. Komşum memedağ hurma çekirdeği yemiş ülseri iyi olmuş. Var mı böyle bir şey, konudan komşudan tavsiyelerle bilmediğiniz bitkileri içmenin, yemenin bence bir manası yok.

İşin uzmanına muhakkak bir gidin, sorun. Bu konuda ihtisas yapmış bir çok bilim insanı var. Doktora gidiyorsun çare bulamıyorsun, konu komşudan medet bekliyorsun. O zaman, hele muzun kabuğu demekten başka bir şey gelmiyor aklıma.

 

Yazar: HAKANIM

Görüntüleme: 154 defa

Kategori: Genel

Yayınlanma Tarihi: 03 Nisan 2014

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.