Sohbet Girişi
Kategoriler
Fransız fizikçisi (Amiens, 1844-Paris 1940).
1873 yılında, bakır oksitlerin belirli koşullarda elektrik akımını yalnızca bir yönde geçirdiğini ortya koyan Eduard Branly, 1888 yılında Paris Katolik Enstitüsü laboratuvarlarındaki sınırlı olanaklardan yararlanarak, bir elektrik dalgasının geçirilmesiyle iletken hale gelebilen “maden talaşlı tüp” yardımıyla ilk radyo iletkeni buldu. Lodge’nin “alıcı” diye adlandıracağı bu aygıt , sonradan bir çok bilgin özellikle de Marconi tarafından geliştirildi ve uzağa yayın deneylerinde kullanıldı. 1898’de bilimler akademisine, buluşunun gemilerin imdat çağrısıyla ilgili bir uygulamasını sunan Branly’nin aygıtı şöyle çalışıyordu: Yalıtkan bir tüp içinde iki iletken bir piston arasına, metal talaş (gümüş ya da nikel) doldurulur (tozun konumunun bozulmaması ve bir elektrik kontağı elde edebilmek için, pistonlar toza, basınç yapmayacak biçimde yaslanır). Sonra tüp, bir pil ile bir ara mıknatıs içeren devre içine yerleştirilir . Bir radyoelektrik sinyal yokken, A anteninden akım geçmez ve toz iletken değildir; R ara mıknatıs bobinide sürekli bir akımla beslenmez. A anteni bir radyoelektrik sinyal yakaladığında, yüksek frekanslı bir i akımı, anten içine indüklenerek, devre içine dolanmaya başlar. Ama indükleçlerin (B ve R bobinleri) bulunması, akımın pilden geçmesini önler. Buna karşılık akım, doğru akım iletkeni olmadığı halde İ akımını yüksek frekanslı olması nedeniyle geçiren T tüpünün yardımıyla M kütlesine ulaşır. dolayısıyla, metal tanecikler yığılır (Kohezyon) ve toz, doğrudan akımı iletir duruma gelir. Böylece R ara mıknatısı uyarılır ve bir lamba ya da bir zil içeren devreyi kapatabilir (radyoelektrik sinyalinin algılandığını gösterir). Yeni bir deney amacıyla maden talaşını başlangıç haline getirmek için, tüpe vurularak, yapıştığı yerden ayırmak gerekir.
Yazar: kaRnaK
Görüntüleme: 259 defa
Kategori: Bilim ve Teknoloji, Biyografiler, Genel
Yayınlanma Tarihi: 04 Ekim 2013
Kategoriler