Akrapolis Nerede

Eski Yunan kentlerinde, kentlerin yanıbaşındaki yüksekliklere verilen ad.

Klasik dönem Yunanistan’ında her önemli yerleşme yerinin bir akrapolisi [Yunanca, en yüksek kent, anlamındadır] vardı. Tapınaklar, hazinelerin saklandıgı yapılar ve çeşitli kurumlar burada yer alırdı. Saldırı durumunda akrapolis sonuna kadar savunulurdu.

Atina akrapolisi:

Akrapolislerin en ünlüsü Atina akrapolisi’dir.  Attike ovasında, deniz düzeyinden 152 m  yükseklikte, 270×150 boyutlarında bir kayalık olan Atina Akropolisi’ne Cilalı taş devrinde yerleşildi. Tunç devrinde [İ.Ö.yaklaşık 3 ooo] evler ve bir kral sarayı yapıldı. Günümüze kalan görkemli yapılar, İ.Ö.V.yy’da devlet adamı Perikles tarafından başlatılan geniş bir yapı programı sonucunda gerçekleştirildi. Yapılış sıralarına göre Atina  Akrapolisi’ndeki başlıca yapıtlar şunlardır: Parthenon [Athena Parthenos tapınağı, İ.Ö.447_432], Athena tapınağı [İ.Ö.427_424],Erekhtheion tapınağı [İ.Ö.421_405].Bu yapıların önemli bölümleri hala ayaktadır. Sanayinin yarattığı çevre kirlenmesinden korunmaları için hazırlanan  kapsamlı bir resterasyon programı, 1980 yıllarından bu yana sürdürülmektedir.

Parthenon;

Atina Akrapolisi’ndeki en büyük yapı Parthenon’dur, Athena Parthenos’a [ savaşçı kız Athena] adanmış bu tapınak, Dor üslubunda bir yapıdır. Bütünüyle beyaz Pendelikon mermerinden yapılmıştır ve  çevresinde sütunlar vardır. Mimarları İktinos ve Kallikrates, heykel yapımcısı Phedias’tır. Heykeller arasında Athena’nın fildişi ve altından yapılmış dev boyutlu bir figürü, sıra sütunların iç yanındaki Panatheanika ayinini canlandıran kesintisiz bir friz kuşağı, vb,  sayılabilir.  Cella’nın yanı sıra, sütunların içinde kalan alanın iki ayrı galeriye bölünmüş olması, tapınağa alışılmamış bir özellik verir. Bu galerilerden küçük olanı Savaşçı Kız’a [Parthenon] adanmış, yapıda sonradan bu adla anılmaya başlanmıştır. Daha büyük olan galeride, Athena’nın Pheidias tarafından yapılmış dev bir figirü bulunduğu bilinmektedir; bu figür daha sonra Haçlılar tarafından İstanbul’a götürülmüş ve günümüze kalmamıştır.

Eskiçağ’dan sonra sırasıyla Bizans Kilisesi, Roma [katolik] kilisesi olarak kullanılan Parthenon, bölgenin Türkler tarafından fethinden sonra, barut deposu olarak kullanılmış, 16 Eylül 1687’de Venediklilerin açtığı top ateşi sırasında bir gulle rastlaması sonucu Parthenon’daki barut patlamış, parçalar bütün Akrapolis’e saçılmıştır. Arta kalan heykellerde hızla ortadan kaybolmaya başlamıştır. Bunlar arasında az sayıda parça Fransa’ya götürülmüş, ama çoğu 1802_03’te İngiltere’ye yollanmıştır. 1922-23’te Yunanlı arkeolog Nikholas Balanos, tapınaktan arta kalan parçaları toplamış ve  bir dizi sütun ile üstlerinde yer alan bölümleri restore etmiştir.

Propylaion

Tepenin batı ucunda yer alan Propylaion, Akropolis’e giriş kapısıdır. Hiç bir zaman tamamlanamamış olmasına karşın, günümüzdeki biçimiyle yaklaşık olarak İ.Ö.530’da Peisistratos döneminde yapılmış kapının yerine konmak için yapılmıştır. İç ve dış sütun dizileri Dor üslubundadır ve Parthenon’unkileri hatırlatır. İç bölümünde daha önce İon üslubunda sütunlar vardır. Ana giriş kapısının iki yanındaki iki odadan biri, resim galerisi, olarak kullanılmıştır. Hiçbir zaman tamamlanmamış olan ikincisinin,heykel galerisi, tasarlandığı sanılmaktadır.

Athena tapınagı:

Yalnızca 5,64×8,34 m boyutunda olan küçük Athena tapınağı [yada Athena Nike tapınagı], Propylaion’un güney batısında, yeniden yapılmış bir Mykenai surunun üstünde yer alır. Akrapolis’teki bütünüyle İon üslubunda tek yapı olan tapınak, mimar Kallikrates tarafından, öndeki ve arkadaki sütunlu girişler dört sütunlu olarak tasarımlanmıştır. 1686’da sökülerek kale yapımında kullanılmış, 1836’da parçaları derme çatma biçimde bir araya getirilmiş,daha sonra1935_40’ta Balanos ve A.K. Orlandos tarafından daha özenle yeniden kurulmuştur.

Erekhtheion:

Perikles dönemi yapılarının en sonuncusu, en karmaşığı en zengin biçimde süslenmiş olanıdır. Mimarın [Mnesikles olduğu sanılmaktadır] benimsediği alışılmışın dışındaki iki düzeyli plan, Atinalıların uzun süre kutsal olarak kabul ettikleri çok sayıda yerden yararlanılmasını sağlamıştır. Tapınağın doğuya bakan üst bölümünde Athena Polias’a [kentin koruyucusu Athena] adanmış bir kutsal yer, batı ucundaki alt düzeyde, yerel tanrılara ve Poseidion’a  adanmış üç tane daha küçük oda vardır. Kuzeye açılan büyük sütunlu giriş, güzel  orantılanmış İon üslubunda sütunlarla süslüdür.

Erekhtheion’un en tanınmış yeri güney tarafında, Parthenon’nun karşısındaki karyatidlerden [kadın figürü biçiminde sütunlar] oluşan sütunlu giriştir. Çatı 6 karyatidin üstünde durur. Günümüzde görünen karyatidler kopyadır; asılları, korunmak amacıyla Akropolis müzesine kaldırılmıştır.

Yazar: HAKANIM

Görüntüleme: 328 defa

Kategori: Genel, Genel Kültür

Yayınlanma Tarihi: 14 Temmuz 2013

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.