Abdülhak hamit tarhan kimdir

Abdülhak Hamit Tarhan

Abdülhak Hamit Tarhan, Türk şairi [İstanbul1852_1937].

Tarihçi Hayrullah Efendi nin oğlu, Hekimbaşı Abdülhak Molla nın torunu olan Abdülhak Hamit e ,ulema çocuğu olduğu için daha beş yaşındayken İstanbul nüfusu [ilmiye rütbelerinden biri] verilerek aylık bağlandı. Öğrenim yıllarında dönemin bilginlerinden özel ders aldı. On yaşındayken Paris e babasının yanına giderek, Hortus Colleg e yatılı verildi. Babasıyla İstanbul a dönünce Tercüme Odasına alındı [1864]. Sonra Tahran elçiliğine atanan [1865] babasının yanında İran’a gidip, sefaret ikinci katipliğine getirildi [1866]. Babasının ölümü üstüne İstanbul a dönerek [1867],Maliye Mühimme Kalemi ne girdi. Şurayı devlet ve Sadaret kalemlerinde bulundu. Paris sefareti ikinci katipliğini [1875],Poti [1881], Golos [1882], Bombay [1883] şehbenderlikleri izledi. Bombay ın havası eşi Fatma hanıma yaramadığı,hastalığını artırdığı için, merkezin buyruğunu beklemeden  bir gemiyle Bombay dan ayrıldı. Fatma hanım Beyrut açıklarında iyice ağırlaşınca karaya çıktıysa da, Hamit’e Makber i yazdıracak ölüm temasını duyurarak Beyrut ta öldü [1855].

Londra sefareti başkatipliğiyle [1886] yaşamında yeni bir dönem başlayan Abdülhak Hamit, 1890 da Nelly hanımla evlenip, Lahey elçiliği [1895_1897], Londra sefareti müsteşarlığı [1897_1906], Bürüksel sefirliği [1906_1912] yaptı. Kamil paşa kabinesi tarafından görevden alınıp [1912], İstanbul a dönüşünde bir süre işsiz kalarak sıkıntı çektiyse de, 1914 de Ayan Meclis üyeliğine getirildi ve birinci dünya savaşı yıllarında meclis başkan vekilliğini yaptı. Cumhuriyet in ilanından sonra hizmeti vataniye faslından  aylık bağlandı. İstanbul belediyesi de kendisine özel bir ev ayırdı. İstanbul millet vekili olarak [1928] TBMM ye girip ölünce zincirli kuyu mezarlığına milli merasimle gömüldü.

Abdülhak Hamit in sanatı gerek yaşadığı yıllarda, gerek ölümünden sonra çok tartışılmış,döneminde eski yeni tartışması onun yapıtları çevresinde gelişmiş ve kendisini tutanlar tarafından şair_i azam [en büyük şair] sayılmıştır. Özellikle Muallim Naci ve onun görüşlerini benimseyenler, dilinin savrukluğunu ve tutarsızlığını, imgelerinin alışılmışı kıran sınır tanımazlığını eleştirirlerken,yandaşları da onun gerçek yeniliğin izleyicisi olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Abdülhak Hamit, Tanzimat sonrasındaki eskinin kalıplarını kırmaya çalışan şiiri,kişisel yaşantısının ürünü yaparak serveti fünun’a bağlamakla kalmamış, edebiyatı cedide yi de ardına takarak Yahya Kemal e kadar getirmiş, bütün bu dönemin yenilik girişimleri ondan beslenmiştir. Tiyatro oyunlarını oynanmak için yazmadığını kendisi söylemiştir. Dolayısıyla oyunlarında,teknik bir yana itilmiş, zaten savruk olan dili ve anlatımı giderek azalmıştır. Oyunlarının tümü dram dır, gerek olayların kuruluşunda, gerek kişilerin verilişinde aşırılığa kaçırılır.Shakespear’e ve Corneille in etkilerinin yanı sıra, Victor Hugo romantizminin etkisi de belirgindir.Bununla birlikte, Abdülhak Hamit le birlikte, Türk tiyatrosuna insanın ve bireysel sorunlarının girdiğini de belirtmek gerekir.

Şiirleri: sahra [1879], makber [1885],ölü [1885], bunlar odur [1885], divaneliklerim yahut belde [1885], bir sefilenin hasbihali [1886],hacle [1886],baladan bir ses [1912], validem [1913],garam [1923].

Tiyatro oyunları: macerayı aşk [mensur 1873,manzum 1910], sabır ü sebat [1875],içli kız [1875],duhterü hindu [1876],nazife [1876],nesteren [1878],tarık [1879], tezer yahut Abdurrahman ı salis [1880] eşber [1881],Zeynep [1906], ilhan [1913],liberte [1913],finten [1916], Tarhan [1916], İbni Musa yahut zatülcemal [1917], sardanapal [1917],Abdullah üs sağır [1917] yadigarı  harp [1917],hakan [1935],

Öbür yapıtları: mektuplar [Süleyman Nazif tarafından yayınlandı,2 cilt,1916] hatırat [tefrika,ikdam ve vakif te, 1924_1925].

kaynak: GROLIER INTERNATIONAL AMERİCANA.

Yazar: kaRnaK

Görüntüleme: 197 defa

Kategori: Biyografiler

Yayınlanma Tarihi: 10 Mayıs 2013

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.