Abbasiler dönemi

Abbasiler

Abbasiler

Abbasiler, Emevi sülalesinden sonra İslam devletini yöneten halife sülalesi 750_1258 arasında Irak ta, 1261_1517 arasında da Mısır da iktidarı ellerinde tutan Abbasiler,Hz.Muhammed in amcası Abbas bin Muttalip in soyundan geldikleri için bu adla anıldılar.

Hz.Muhammed, ölümünden önce yerine kimin geçeceğine  ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmamıştı. Bu nedenle, gelenege uyularak, bağlı oldukları Haşimiler soyundan bir yöneticinin halife [Hz.Muhammed  in vekili vemüslümanların yöneticisi] olması bekleniyordu. Böyle olsaydı ya Hz. Muhammed in amcası Abbas  yada başka bir amcasının oglu Ali halife olacaktı. Oysa araplar, çeşitli etkenlerle, halifelikte soydan seçme yoluna gitmediler ve peygamberin en yakın dostu Ebubekir i seçimle halife yaptılar. Ebubekir i gene seçimle Ömer, Osman, Ali izlediler. Ali dördüncü halife  olarak görev aldıgı zaman , ümeyye soyundan [sonradan emeviler dendi] Süfyan oglu Muavviye nin direnişi ile karşılaştı. Bu direniş Ali nin öldürülmesiyle sonuçlandı ve Muaviye,Emevi sülalesini ,islam tarihinde Emeviler iktidarını başlattı.

Emevilerin   islam dinine, kurucusuna ve soyuna yeterince saygıları yoktu. Ayrıca arap kökenli olmayan müslümanlara karşı çok adaletsiz ve acımasız davranıyor, henüz islamı kabul etmemiş toplulukları agır vergiler altında eziyorlardı. Uyguladıkları kanlı siyaset, kısa sürede arap dünyasında büyük bir nefret uyandırdı. Üstelik araplar Abbasi soyundan olanlara,peygamber torunu oldukları için büyük saygı gösteriyorlardı. Abbasiler bu çeşitli duygulardan yararlanarak, Emevilere karşı güçlü bir propaganda başlattılar ve bir ayaklanmanın gerekli koşullarını oluşturdular.

Horosan lı Ebu Müslim adlı savaşçının yürüttügü ayaklanma üç yıl sürdü ve sonunda Ebu Müslim, Emevi egemenligini yıktı. Peygamberin  amcası Abbas ın torunlarından Ebülabbas ın halifelige getirilmesiyle [1750] başlayan Abbasi egemenligi, bütün müslümanlara eşit davranma ilkesine dayanıyordu. Özellikle ilk dokuz halife döneminde Abbasiler , bütün islam dünyasına egemen oldular, ve çagın en büyük imparatorlugunu kurdular.Devletin bütün yönetim kadroları ve uygulamaları degişti. Ayrıcalıklı sınıflar,kastlar,babadan ogula geçen soyluluk ünvanları kaldırıldı.

İkinci halife Mansur döneminde, imparatorluk başkenti Küfe den Bagdat a taşındı. Mekke ve Medine ,islamın kutsal kentleri olarak kalacaklar, ama imparatorluk, Dicle kıyısındaki bu yeni kentten yönetilecekti. Mansur un yıldız bilimcilere danışarak ,yıldızların en uygun yer olarak gösterdikleri  küçük bir kasabanın yerinde kurdugu [762] Bagdat, yüzbin işçinin dört yıl süreyle çalışmasıyla, merkezden çevreye dogru büyüyen eşmerkezli daireler biçiminde bir plana göre yapıldı.

İmparatorluk en parlak günlerini, beşinci halife Harunürreşit [786_809_ döneminde yaşadı. İslam rönesansının hazırlayıcısı olan Harunurreşit , gerçek bir yöneticiydi ve ülkesini büyük ölçüde  zenginleştirdi [yıllık gelir üçyüzseksan milyon altını buluyordu]. Ayrıca Harunurreşit İran lıların ve Türklerin imparatorluktaki önemleri büyük ölçüde arttı. Çünki Abbasiler, her şeye karşın araplara güvenemiyor, İranlı ve Türk uzmanlardan yararlanıyorlardı. İrandan gelme Bermekogulları adlı Türk ailesi, özellikle devlet örgütlerini düzenlemekle ve parasal  sorunları çözümlemekle görevlendirilmişti. Ne var ki, Bermekogulları nın  devlet yönetimindeki etkinlik ve saygınlıgı, bir süre sonra Harunürreşit i ürküttü ve halife bu aileyi yok etti.

Artık Abbasi imparatorlugunun  sınırları güney Asya da İndus a kadar uzanıyordu. Bu büyüme, ister istemez devleti bir kara devleti  durumuna getirmişti. Çünki bütün girişimlere karşın, İstanbul Bizans tan alınamamıştı, buda denizlere açılmayı ve Akdeniz de egemenligi saglamayı engellemişti.

Bu yüzden, Abbasilerin bu derece büyümeleri, bir ölçüde yıkımlarınında hazırlayıcısı oldu. Çünki, bu koşullar altında,imparatorlugun kıyı etaletleri, kara eyaletlerinde, bir başka deyişle merkezden kopmaya  başladılar.

Son Emevi hükümdarı Abdurrahman, Abbasiler iktidarı ele geçirince İspan ya ya kaçmış ve orada bagımsız Endülüs Emevi devletini kurmuştu. Kısa süre sonra bu devlet Bagdat  a rakip bir devlet haline geldi. Aynı yıllarda , Kuzey Afrika, Abbasi yönetiminden ayrıldı. Tolunogulları nın yönetimindeki Mısır , imparatorluktan koptu. Bagdat 800 yılında, Aglebiler tarafından yönetilen Tunus unda bagımsızlıgını tanıdı. İmparatorluk büyüdükçe, gücü ve siyasal yetkileri agır agır komutanların eline geçiyor, bu komutanlarda ilk fırsatta bagımsızlıklarını ilan ediyorlardı. Türk Samanogulları [847_907] Karahanlılar[932_1055], Fatimiler[910_1171] bunların başlıcalarıydı. Sonunda Büveyhogulları 945 de Irak a saldırarak Bagdat ı ele geçirdiler ve halifeyi kendilerine bagımlı duruma getirdiler. Ama Tugrul bey komutasındaki Selçuklu ordusu Irak a  girdi ve Büveyhogulları iktidarına son vererek [1055] Abbasilerin yeniden bagımsızlık kazanmasını sagladı.

ıx yy.başlarında Abbasiler bütün büyük ticaret yollarına el koyma tasarısını tamamlamışlardı. Bu bir anlamda islam imparatorlugunun uzakdogu ekonomisine açılması ve neredeyse bütün dünya ticaretini tekeline alması demekti.Afrika nın Mısır ve Suriye nin  bütün kıyıları imparatorlugun denetimi altındaydı.Akdeniz deki Kartaca, Tunus, İskenderiye gibi büyük limanlar birer birer müslüman üssü olmuştu.

Kızıldeniz ve Basra körfezi zaten birer iç denizdi. Arap donanması, ikiyüzyıldır bu denizlerde egemenligi sürdüren Habeş donanmasının yerini almıştı. Karadeniz ve Hazar denizide  yine müslümanların denetimindeydi ve böylece arap tüccarlar Çin,Hindistan ve İspanya sınırları arasında gidip geliyorlardı.

Ama Asya nın kıta ekonomisi ile Akdenizin deniz ekonomisi arasında gerekli dengeyi kuramayan ve bocalayan Bagdat için, bütün bu özelliklerde birer yıkılma etkeni olacaktı.

Nitekim Abbasiler, Hulagu komutasındaki mogol istilasına herhangi bir direnme gösteremediler. Mogollar,Bagdat a girerek [1258], beşyüzyıllık bir uygarlıgın bütün yapıtlarını yok ettiler.

Mogol  istilası sırasında Mısır a kaçan halife Zahir in ogullarından Ahmet ,hükümdar Baybars tarafından Mustansır adıyla halife ilan edildi. Böylece Irak ta yıkılan Abbasi  hanedanı , Mısır da yeniden kurulmuştu.[1261].

Mısır Abbasi halifelerinin  [17halife]  siyasetle hiçbir işi olmadı ve yalnızca din sorunlarıyla ugraştılar. 1517 de Osmanlı hükümdarı Yavuz sultan selim, Mısır Kölemenler devletine son verince, son halife Mütevekkil lll ü İstanbul a getirdi ve Ayasofya camisinde yapılan bir törenle, Mütevekkil lll, halifelik hak ve unvanını Osmanlı lara bıraktı.

kaynak:Grolıer ınternatıonal americana

Yazar: HAKANIM

Görüntüleme: 294 defa

Kategori: Genel Kültür

Yayınlanma Tarihi: 02 Mayıs 2013

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.