Husüf-Küsüf ve Korku Namazı

 Ay tutulması (Husüf), güneş tutulması (Küsüf), gündüzün korkulu karanlık, şiddetli rüzgar,  zelzele, yıldırım, yıldızların parçalanması, geceleyin korkulu ışık, kar,  devamlı yağmur,  hastalık,  düşman korkusu gibi  hallerde iki rek’at nafile namaz kılmak sünnettir.

Bu namazı Cuma imamı  veya devletin din görevlisi cemaatle kıldırır. Ezan  ve kamet okunmaz.  bu namazda hutbe yoktur. Herkesin toplanması için “assalatu camiatun”  diye çağrılır.

Her iki rek’ati de uzatmak, uzun süre  okumak, rükü ve sücudu uzatmak  sünnettir.  Namazdan sonra imam  ya oturduğu yerde Kıble’ye dönük olarak veya daha iyisi ayağa kalkıp  cemeate dönerek  dua eder. İmam dua ederken  cemeat “amin” der. Güneş açılıncaya kadar böyle devam ederler.

Böyle bir imam yoksa herkes evinde iki yahut dört rek’at namaz kılar.

Havf (korku) Namazı

Düşman saldırması, sel ve yangın gibi  bir afet korkusu  halinde kılınacak namazdır.

Karşıda düşman varken  toplum,  muhterem bir zatın arkasında namaz kılmayı  arzu ederse  imam bunları ikiye ayırır.  Bir bölüğü düşmanı beklerken öbür bölük  imamla namaza durur.  İmamla kılanlar, namaz iki rek’atli ise  yalnız bir rek’at; üç dört rek’atli ise iki rek’at kılıp yürüyerek düşmanı bekleyenlerin yerlerine giderler. İmam, olduğu yerdedir. Bu defa ötekiler gelip imama uyar, tekbir alıp  imamla beraber namazın geri kalan  bir veya iki rek’atini kılarlar. İmam namazını bitirmiş olur, kendi kendine selam verir. Gelenler kalkıp  yürüyerek giderler. Bu kez birinci kısmı önce kılmış olanlar, isterlerse yerlerinde, isterlerse gelip cemeat  oldukları yerde  namazı tamamlarlar. Ama lahik hükmünde oldukları için  bir şey okumazlar.

Bunlar namazı tamamladıktan sonra  gidip öbürlerinin yerlerini alırlar.  Bu defa da öbürleri namazın geri kalan kısmını  ya yerlerinde veya cemeat oldukları yerde ikmal ederler.  Fakat, bunlar mesbük hükmünde oldukları için namazın geri kalan kısmını okuyarak kılarlar.

Bu şekilde namaz kılmak,  cemeatin, aynı imamın arkasında kılmak için  münaza etmesi halinde herkesi memnun etmek amacıyla meşru kılınmıştır.  İmam  salih veya veli bir kişi olarak  biliniyorsa böyle genel bir arzu ve ihtilaf olabilir.  Nitekim  Nebiyy-i  Ekrem  Efendimiz Hazretleri bu şekilde namaz kıldırmışlardır. Şu ayet bu namaza izin veriyor: “Sen aralarında bulunduğum zaman onlardan bir grup seninle beraber namaz kılsın, silahlarını da alsınlar;  secdeye vardıklarında, onlar arkanıza geçsinler, kılmayan grup gelsin, seninle namaz kılsınlar, tedbir ve silahlarını alsınlar.  Kafirler size baskın  yapmak için silah ve eşyanızdan gafil bulunmanızı isterler

Eğer cemeat aynı imam arkasında namaz kılmak için genel bir arzu  göstermez,  başka imam arkasında namaz kılmaya razı  olursa böyle bir şeye lüzum yoktur. Cemeat gruplara ayrılır. Bir grup bir imamla namazını kılar, bitirir.  O gider, nöbeti devralır, öbür bölük başka bir imamla namazını kılar.

Eğer namaz için bir yere inmek tehlikeli ise “Korkarsanız yaya  veya ayakta (kılınız)”. Ayet’i kerimesinin emri vechile, herkes  bineği üzerinde  nereye dönebiliyorsa  o tarafa dönüp ima ile namazını kılar.   Hayvan üzerinde mekan ihtilafı olduğundan iktida sahih değildir.

 Düşman tehlikesi olduğu zaman namaz kılarken üzerinde silah taşımak Hanefi mezhebine  göre müstehabdır.  İmam Malik ve Şafii’ye göre bu halde  silahlı kılmak  vacibdir.

İma ile kılmanın da  tehlikeli olduğu durumlarda yalnız iki defa tekbir almak  kafidir.

Kaynak: İslam İlmihali/ Prof. Dr. Süleyman Ateş

Yazar: HAKANIM

Görüntüleme: 219 defa

Kategori: Genel, İslam

Yayınlanma Tarihi: 16 Aralık 2013

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.