Evliya Çelebi

Büyük Türk Seyyahı ve yazarı (Doğum, 1611 – 1682, Ölüm.)

evliya çelebi seyehat1630 yılının Muharrem ayının Aşure gecesiydi. Rüyasında kainatın efendisi Hz. Muhammed’i gördü. İki büklüm yanına yaklaştı. Eteklerini öpüp şefaat isteyecekti. Fakat öyle heyecanlandı ki, “Seyahat ya Resülallah” dedi. Hz Peygamber de onu seyahat şefaatiyle  müjdeledi. Aynı rüyada Sa’d bin ebi Vakkas tarafından da göreceği şeyleri yazmasını istendi. Heyecan içerisinde uyandığı zaman kendisini yatakta buldu. Rüyayı gören meşhur seyyahımız Evliya Çelebi idi. Rüyanın bir takım manalar ifade ettiğini anlamıştı. Sabah olur olamaz zamanın meşhur rüya yorumcularına, büyük şeyhlerine gitti. Rüyasını anlattı, yorumlar, kendisine seyahat kapılarının açıldığını gösteriyordu. Kasımpaşa, Mevlevi Şeyhi Abdullah Dede, “İbtida bizim İstanbul’cağımızı tahrir eyle” ricasında bulundu. Buna uyan Evliya Çelebi gezisine İstanbul’dan başladı. Gördüklerini bir bir yazarak meşhur Seyahatnamesinin birinci cildini tamamladı.

Evliya Çelebi’nin Hayatı

Yukarıda anlatılan rüyadan sonra, yetmiş yıllık ömrünün elli yılını seyahatlerde geçiren meşhur seyyahımız Evliya Çelebi, 25 Mart 1611’de İstanbul’da doğdu. Derviş Mehmet Zılli’nin oğludur. Soyunu Ahmed Yesevi’ye kadar dayandıranlar olsa da, bu bir rivayetten öteye geçmemiştir. Evliya Çelebi ilk öğrenimini İstanbul’da yaptı. yedi yıl medresede okuduktan sonra, saray kuşçu başı olan babasından hat (güzel yazı sanat), nakış ve tezhip öğrendi. Arapça eğitimi gördü. Musikiye ilgi duydu.. Hafızlık yaptı. Enderuna (Büyük devlet adamları yetiştiren saray mektebi) alındı. Bu arada şiirler de yazmaya başladı. İlmine, ahlakına ve sesinin güzelliğine hayran kalan 4. Murad,  1635 yılında onu özel hizmetine aldı. Evliya çelebinin seyahat merakı daha genç yaşta iken başladı. Bunda babası ve arkadaşlarının uzak ülkeler hakkında anlattıkları hikayelerin yanı sıra,  gördüğü rüyanın etkisi büyüktür. Kendisi de dünya seyahatine çıkışını bu rüyaya bağlamaktadır. 1630!da İstanbul’dan başladığı gezi, ölüm tarihi olan 1682’de son buldu. Bu zaman içerisinde Anadolu, Suriye, Filistin, Avusturya, Macaristan, Rumeli, Transilvanya, Polonya, Almanya, Bosna Hersek,  Hollanda, Dalmaçya, Kırım, Kafkasya, İran, Irak, Mısır, Hicaz ve Girit’e gitti. Hatta Sudan’a ve Habeşistan’a kadar uzandı. Evliya Çelebi gezip gördüğü bütün yerlerin özelliklerini, , inceliklerini kaleme aldı. Köklü incelemelerde bulundu. Bölgelerin ahlak, görgü, örf ve adetlerini meşhur kişilerin tarihi eserlerini, binalarını ve tarihlerini yalın bir dille detaylı olarak yazdı. Seyahat  sırasında savaşlara da katıldı. Silahını da kalemi kadar iyi kullandığını ispatladı. Eserlerinde savaş hatıralarını da yazdı. Ömrünü seyahat  ile geçiren Evliya Çelebi hiç evlenmedi. Nerede ve hangi zaman öldüğü kesin olarak bilinmemektedir. Ancak kuvvetli bir tahminle 1682’de vefat ettiği, kabrinin Meyyitzade mezarlığında aile suffesinde bulunduğu ileri sürülmektedir. Şişhane’deki Lohusa kadın Türbesi yanındaki Meyyitzade kabri ve onun bitişiğinde bulunan bu mezarlıktan maalesef günümüzde hiç bir eser kalmamıştır. Bu konuda tarih araştırmacısı, İbrahim Hakkı Konyalı şunları söylemektedir: “Evliya Çelebi ve babası, Sultan 4. Murad’ın kuyumcubaşısı Mehmet Zılli Efendi Lohusa kadın türbesinin yanında gömülüydü. Fakat yol yapılırken oradaki bütün mezarlar  yerlerinden söküldü ve mezar taşları bir çukura dolduruldu. Ben yol yapılırken gittim gittim ve o mezar taşlarını gördüm.”

Seyahatname

Evliya Çelebi’nin, Evliya Çelebi Seyahatnamesi adı ile şöhret bulan eseri, özellikle geçen yüzyıldan beri tarih ve etnografya araştırmacıları için çok ilgi çeken bir kaynak oldu. Seyyah olduğu kadar hattat, nakkaş, musikişinas ve şair olan Evliya Çelebi, Seyahatname’sin de  şiirlerine de yer verdi. Nesirde ise konuşur gibi yazmayı tercih etti. Seyahatname 17. yüzyıl Osmanlı dünyası hakkında en zengin, en orjinal kaynaklardan biridir. Bu ölmez eser, bir araştırmacının ömrünü dolduracak kadar büyük bir hazinedir. Evliya Çelebi tarafından mezar siciline benzetilen eser, gerçekten dönemine ait Osmanlı tarih ve coğrafyasının renkli ve canlı örnekleri ile doludur. Aynı zamanda çok iyi bir taklitçi olan Evliya Çelebi, eserinde tanıdıklarının gülünç taraflarını açık bir dille anlatmıştır. Anlatışlarındaki mübalağaların  mizah yeteneğinden kaynaklandığı ileri sürülür. Güzel sesi ve hoş sohbeti ile padişah, vezir ve komutanların dikkatini çekti. Devrin en tanınmış şahısları ile konuştu. Eserlerinde onları hicvetmekten kaçınmadı. Seyahatnamenin hala zevkle okunması biraz da bu özelliği  yüzündendir. Evliya Çelebi Seyahatnamesini  kaleme alırken  Kazvini, Makrizi, Taberi, Zehebi, Celalzade, Solakzade gibi yazarların eserlerinden faydalanmıştır. Seyahatnamenin basımında Pertev Paşa kitaplığı nüshası esas tutulmuştur. (no: 458 – 462) Tamamı 10 cilt olan Seyahatnamenin ilk 5 cildini  Necip Asım ve Ahmet Cevdet 1986’da 6. cildini İmre Karacson 1900’de  7. ve 8. ciltlerini Kilisli Rıfat 1928’de 9. ve 10. ciltlerini Ahmed Refik 1935 – 1938’de yayınladılar. Seyahatnameden bazı seçmelerde İstanbul’da 1840, 1845, 1862 ve Kahire’de 1847’de neşredildi. Reşat Ekrem Koçu,  seyahatnamenin her cildini kısaltarak sadece 5 cildini yayınlayabildi. Mustafa Nihat Özön, on yedinci asır Hayatından Levhalar adıyla 2 ciltlik seçmeler, vakti ile sansür edilmiş parçaların bir kısmını da üçüncü cilt olarak neşretti. Zuhuri Danışman’da her cildi daraltılmış şekilde 1970’de 10 cilt halinde basımına  teşebbüs etti. Seyahatname değişik yıllarda Almanca, İngilizce, Fransızca, Rusça, Macarca, Romence, Bulgarca, Sırpça, Yunanca, Ermenice başta olmak üzere diğer bazı batı dillerine de çevrildi. Seyahatnameye dayanılarak bir kısım tetkikler yapıldı. Ayrıca ondan geniş ölçüde faydalanarak monografiler yazıldı.

Yazar: kaRnaK

Görüntüleme: 222 defa

Kategori: Biyografiler, Genel

Yayınlanma Tarihi: 03 Şubat 2014

1 Yorumlar
HAKANIM

evliya çelebi dünyayımı gezmiş

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.