Venüs Gezegeni

Venüs Gezegeni, Akşam Yıldızı veya Seher Yıldız da Denir

venus2_galDünyaya en yakın gezegen Venüs’tür Yüzyıllardan beri merakla gözlenen bu gezegen, Güneş battıktan hemen sonra veya şafaktan az önce çok parlak olarak bir kaç saat görülebilir. Yani bütün gece görünmez. Onun için ona, hem Akşam yıldızı, hem de Sabah yıldızı (Seher Yıldızı) denir. Venüs, Dünyamıza çok yakın olmasına rağmen 1962’ye kadar en az bilinen gezegenlerden biri idi. Fakat 1962’den beri hem Rusların  hem Amerikalıların bu gezegene gönderdikleri uydular yeterli bilgi vermiş bulunuyorlar. Dünya’dan biraz daha küçük olan Venüs’ün çapı, 12.104 km’dir kütlesinin yapısı da Dünyaya benzer. Görünüşte aynı şartlarda yaratılmış olamalarına rağmen, Dünya ile Venüs’ün arasında çok büyük farklılıklar olması astronomları şaşırtmıştır. Venüs’ün 72 km. ile 96 km. arasında değişen Dünya atmosferinden 100 kat daha fazla yoğun olan bir atmosferi vardır. Başlıca farklılık bundan ileri gelir. Gaz karbonik’den   oluşan atmosferi koyu bir sise benzemekte ve teleskopla gözlem yapılmasını engellemektedir. Astronomlara göre, kalın atmosfer bulutunu oluşturan olay, volkan faaliyetleridir . Dünya atmosferi de başlangıçta aynı yapıya sahipti, ama zamanla meydan gelen bitki örtüleri Dünya atmosferini değiştirmiş ve bugünkü haline getirmiştir. Venüs‘yüzeyindeki  aşırı ısı nedeni ile bitkisel yaşam yoktur. Venüs, Güneş’e Merkür’den daha uzaktır fakat yüzeyindeki sıcaklık Merkür gezegeninden daha fazladır. Bunun nedeni aşırı yoğun ve kalın atmosfer tabakasıdır. Bu atmosferdeki gaz karbonik ısıyı tutuyor ve Venüs’ü bir fırın haline getiriyor. Güneş ışığını ve ısısını toplayan Venüs  bulutları ile yansıtır ve Dünyamızdan çok parlak görünmesine neden olur.

Yapma Uydular Venüs’te

Rusların fırlattığı Venera-9 Venera-10 uzay araçları Venüs’ün kalın bulutlarını geçip paraşütle Venüs’ün yüzeyine indiler ve çok ayrıntılı resimler gönderdiler. Daha sonra Amerikan uydularından da resimler geldi. Uyduların gönderdiği resim ve bilgilerin incelenmesinden, Venüs atmosferinde asit sülfürik damlacıkları bulunduğu anlaşıldı. Astronomlar Venüs’ün şiddetli rüzgarlarla dümdüz olmuş bir çöl gibi bulacaklarını sanmışlardı. Ama alınan resimler gösterdi ki, orada dimdik kaylar, derin vadiler, değişik manzaralar da bulunmaktadır.

Ters Dönen Gezegen

Venüs’ün ekseni etrafındaki dönüşü diğer gezegenlere göre ters yönlüdür. Bu dönüşünü ancak 243 Dünya günüde tamalar. Yani bir Venüs günü 243 gündür. Güneş’in etrafındaki dönüşünü ise, saniyede 35 km. hızla 225 günde tamamlar. Yani bir Venüs günü  bir Venüs yılından daha uzundur. Eğer Venüs’ün üzerinden gözlem yapmamız mümkün olsa idi, Güneş’in batıdan doğduğunu ve yaklaşık olarak 127 Dünya gündüzü sonunda doğudan battığını görecektik. Başka bir deyişle burada gündüz süresi 127 dünya gündüzüne eşittir. Bu durum ters dönüşünden ve Güneşe hep aynı yüzünün dönük olmasından ileri geliyor. Venüs’ün yüzeyindeki ısı 480 derecedir. Güneş’ bakan yüzü ile bakmayan yüzü arasında çok fazla ısı farkı yoktur. Bunun sebebi yoğun atmosferinin ısıyı tutmasıdır

Merkür Gibi Venüs’ün de Uydusu yok

Güneş’in Dünyamızdan görünen yüzünün tam karşısından güneş diskinden, 8 yıl 121,5 yıl, yine 8 yıl ve sonra 105,5 yıl gibi eşit olmayan aralıklarla geçer. Venüs üzerinde uydularla araştırma 1961 de başladı 4 Şubat 1961 de fırlatılan Sputnik-7 başarı sağlayamadı. 1965 de Venera-3 aracı Venüs’e indi ama haber gönderemedi. Haziran 1967 de gönderilen Venera-4 kuvvetli başınç yüzünden Venüs’e inerken parçalandı. Daha sonra Ruslar Venera serisinden araştırma  araçları göndermeye devam ettiler. Nihayet önce de söylediğimiz gibi, Venera-9 ve Venera-10 uzay araştırma araçları Venüs’ün bulutlarını geçip paraşütle Venüs yüzeyine indi, bilgi ve resim göndermeye başladı. Temmuz 1962 de Amerikalıların gönderdiği Mariner-1 Venüs’e ulaşamadı Bir ay sonra fırlatılan Mariner-2 gezegenin 34.000 km.  yakınından geçip resimler çekti Uyduya yerleştirilen bir enraruj gezegenin gece ve gündüz bölümün tarayarak ısı ve parlaklık derecesini ölçtü. Venüs’ün daha önce sanıldığından çok daha sıcak olduğu işte o zaman anlaşıldı. 1967 de fırlatılan Mariner-5 Venüs’ün yüzeyindeki atmosfer basıncının Dünya atmosferinden 100 kat fazla olduğunu ortaya koydu. Bundan sonra astronomlar aynı araçla Venüs hem de Merkür üzerinde araştırma yapmayı planladılar ve bunu da başardılar. Uzayda birbiri ardına fırlatılan yapma uydular çoğalınca, Dünya kamuoyu en çok bir soru üzerinde, (gezegenlerde hayat olup olmadığı sorusu üzerinde) durmaya başladı öte yandan astronomlar, Güneş’e Dünyadan daha yakın olan Merkür ve Venüs^ün yapıları hakkında elde edilebilecek bilgilerin, dünyanın ilk çağlarını daha iyi anlatmaya yardımcı olacağını düşünüyorlardı. Güneş sistemi üzerindeki gezegenlerde hayat olmayışı hiç bir astronomu hayal kırıklığına uğratmadı. Dünyamızdan başka bir yerde hayat olmayacağı  şeklinde bir kanaate asla düşürmedi. Aksine Güneş sisteminin dışına çıkılabileceği anlaşıldığı için, milyarlarca güneşin trilyonlarca gezegenlerden bazılarında hayat bulunabileceği inancı kuvvet kazandı. O kadar ki, uzay canlılarına resimli ve yazılı mesajlar gönderilmesine bile başlandı.

Not: (Güneş, gezegenleri kuyruklu yıldızları,  gaz ve toz bulutları ile birlikte Samanyolu’nun etrafında döner. Bu dönüşünü yaklaşık 250 milyon yılda tamamladığı için biz onu, Herkül takım yıldızı içinde ‘Apeks’ denilen bir noktaya  doğru  gidiyormuş gibi görürüz.)

 

Yazar: kaRnaK

Görüntüleme: 300 defa

Kategori: Genel, Uzay

Yayınlanma Tarihi: 02 Şubat 2014

1 Yorumlar
HAKANIM

venüsü arıyorum derse biri sanırım burda bulur çok güzel paylaşım karnak on numara olmuş.

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.